Devletin dini yoktur, insanların dini vardır. Devletin dini adalettir. Adalet üzerine inşa edilmemiş devlet kurumları ve yönetimler önce kendilerini sonra da bulundukları devleti zamanla yok ederler. Adalet ve liyâkat gücünü ebediyete kadar koruyacaktır. ( Şükrü ŞİMŞEK )
28 Aralık 2017 Perşembe
Güvensizlik Hastalığı - Aziz ASLAN
GÜVENSİZLİK HASTALIĞI - Aziz ASLAN
Meşhur hikayedir: Çölde sıcak altında devesiyle yolculuk eden adam, susuzluk ve yorgunluktan yere yığılmış bir adam görür. Hemen deveden iner, suyunu alır ve bayılmak üzere olan adama yardım etmek isterken yerde yatan kötü niyetli adam elindeki su kırbasını kapar, ani bir hareketle deveye biner ve kaçar. Deve sahibi koşar yetişemez. Uzaktan bağırır;
- Ey harami , devemi ve suyumu çaldın. Bari bunu kimseye anlatma aramızda kalsın, der.
Hırsız bu tuhaf söze şaşırıp ve durakladığında deve sahibi:
- Bu hadise duyulursa , bundan sonra darda kalana kimsenin el uzatmamasından korkarım, der.
Dini duyguları istismar ederek büyüyen yapının sırtımıza vurduğu hançer,bazı hassasiyetlerimizi de yaraladı. Dinden bahsedenlere de güven azaldı. İnsanlar arasında sohbetler eksildi.
Din ve islamdan bahseden herkesi güvenilir saymak, Arap kültürünü İslam saymak, Batı kültürünü medeniyet saymak gibidir.
Pek çoğumuz, “Bu devirde babana bile güvenmeyeceksin! “ sözünü vird etti. Peki, o zaman kime güveneceğiz? En yakınımıza dahi güvenmeyeceksek bu hayat nasıl yaşanabilir olur? Güvenmek zorundayız. Kardeşler, eşler, komşular birbirlerine mutlak güvenmek zorundalar.
Eksiğimize, kusurumuza rağmen aynı yola koyulan Müslümanlar olarak hele de Türk Milleti olarak birbirimize güvenmeyeceksek kime güveneceğiz? Türk’ün Türk’ten başka dostu olmadığına göre güvenmek zarurettir. Bütün şer odaklarının üzerimize geldiği böyle bir zamanda birbirimize sahip çıkmayacaksak ne zaman sahip çıkacağız?
Yöneticiyseniz yanınızdaki insanlara dikkat etmeniz telkin edilir. Bu doğru bir tespit olabilir. Ancak aynı kişi, sizinle konuşurken size güvendiğini ifade eder, size kötülediği yanınızdakiler ile görüşürken de sizi güvensiz ilan ederse güvensiz kim oluyor? Ömrü bozguncukla geçenler var.
Yıllarca yanınızda bulunan , sizin yol arkadaşınız gibi davrananlardan sudan sebeple otuz yıllık dostluğu, otuz günlük maceraya değişenler var. Bunlarda toplum hayatında güvensizliğe kötü örnektir. Ama dikkate almamak lazım.
Unutmayalım, güvensizlik bir Türk ve Müslüman hastalığı değildir.
19 Aralık 2017 Salı
Liyakatli İdareciler - Aziz ASLAN
LİYAKATLI İDARECİLER
Çok şükür ülkemizde her şey var. Stratejik öneminin yanında, yeraltı ve yer üstü kaynakları, genç nüfusumuz, girişimcilik ve mücadele ruhumuz, hürriyete bağlılığımız var. İşlenecek çok malzememiz var. Bir çok millette olmayan varlıklarımız var.
Bütün mesele helva yapacak çok sayıda insanımızı , bol miktardaki malzememizin başına getirebilmektir.
Liyakatlı adamlar yerine bu kaynakları düzen adamlarının eline verirsek kurdukları bencil düzenler sebebiyle milletimizin düzeni daha da bozulur.
İyi yetişmiş,devletçi, çalışkan ve dürüst insanlara yetki verip , köşe başlarına getirebilirsek çalışmalarımız boşa gitmez. Liyakatlı yöneticilerle 3Y dediğimiz yozlaşma, yolsuzluk ve yoksullukla mücadele edebiliriz.
Kendi özümüze sadık kalarak ilim ve medeniyette kalkınabilir, kalkınmayı hayırlı, faydalı, fakir fukaranın emrinde, yokluğu yok etmek için kullanabiliriz.
Eğer ülkemizde , kimsenin hırsızlık yapmadığı , şeref ve haysiyetin saygı gördüğü bir düzen kurabilirsek, Türkiye dünyanın en insanca yaşanır ülkesi olur. Bunu yapabiliriz.
Biz insanlar bu dünyaya ölmek, öldürmek veya öldürülmek için değil, yaşamak İçin geldik.
Bu dünya zaten fani ve ölümlüdür.
Marifet, zaten ölecek olan insanoğlunu rahat ve huzur içinde yaşatabilmektir.
Siyasi iktidarlar, yönetici atamalarında bu konuda çok hassas ve adaletli olmalıdır. Benim adamım veya benim fikriyatım düşüncesi ile liyakatsız, tembel, milli olmayan, yeteneksizlere yetki verilirse vebal çok ağırdır.
Örneğin İstiklal marşımızın iki kıtasını dahi okuyamayanları okul idarecisi yaparsanız bu milletin çocuklarına yazık edersiniz.
12 Aralık 2017 Salı
Haçlı Zihniyeti ve Kudüs - Aziz ASLAN
HACLI ZİHNİYETİ VE KUDÜS
Haclıların tarih boyunca Müslümanlara ve özellikle de Türklere nasıl bir husumet içinde olduklarını hepimiz biliyoruz. Zayıf buldukları anı gözleyip her fırsatı değerlendirmeye çalışırlar.
Türklerin içinde veya müdahil olmadığı Müslümanlarla Hıristiyanlar arasında çıkan savaşların hiçbirisi kazanılamamıştır. Halifelik dönemleri istisnadır.
Türklerin tartışılmaz üstün özelliklerinin başında cihangirliği gelmektedir. Geçenlerdeki yazımızın birisinde bir Alman profesörün Türkler hakkındaki “ Biz Türkleri sevmiyoruz. Neden sevelim ki; Türkler olmasaydı İslamiyet Mekke ve Medine’ye sıkışıp kalmış olacaktı.” Şeklindeki tespitinden bahsetmiştik. Bu herşeyi anlatmaktadır.
Bu sebeple biz Türklere büyük görev düşmektedir. İslamiyetin bayraktarlığını yapmış ve Peygamberimizin övgüsüne mahzar olmuş Aziz Türk Milletinin düşmanın çok olması da doğaldır. Hele de bu önemli Vatan toprağında..
Kudüs meselesi de İslamiyetle diğer dinlerin meselesidir. Bir manada Türklerle onun düşmanlarının meselesidir. Zaten diğer Müslüman ülkelerin direnci de yoktur.
Müslümanların kölelerinin hayatı, 19. asır Avrupa’sındaki bir fabrika işçisinden daha iyiydi.
Ortadoğu’da Yahudiler Müslümanları kurtarıcı gibi karşılamışlardı. Herşeyden önce hürriyetleri daha fazlaydı.
Hristiyan cemaatinin, Bizanslı idarecilerin yerini alması için Selçukluları davet ettikleri yazılır.
Tarihte böyle şimdi malum. Peki şimdi ne yapmalıyız. Millet olarak her yönden güçlü olmalıyız. Ekonomi ve askeri başta olmak üzere, eğitim, sanayi, tarımda çok güçlü olmalıyız. Patent üretmeliyiz. Sanayide ve tarımda rekor üretim yapmalıyız. Yatırım yapmalıyız. Çılgınca tüketmekten vazgeçmeliyiz. Eğitimimiz milli olmalı. Ne yaptığını bilen, vatansever , milli , çalışkan, devletçi ilim adamları ve idareciler yetiştirmeliyiz. Adaleti, huzuru, refahı , yükselişi sağlamalıyız.
Yoksa sokaklarda kendi kendimize bağırırken atı alan Üsküdar’ı geçer.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Ahilik Kültürü - Aziz Aslan
AHİLİK KÜLTÜRÜ- Aziz Aslan Ahilik, Anadolu Selçuklu Devleti'nin son dönemleriyle Osmanlı Devleti'nin kuruluş dönemi aras...
-
ULUSLARARASI İLİŞKİLER TEORİLERİ / REALİZM Şükrü ŞİMŞEK ÖZET Uluslararasıİlişkiler alanındaki teorilerde realist te...
-
OSMANLI SARAYINDA HAREM FUHUŞ YUVASI DEĞİLDİ Harem, yani evde kadınların yaşadıkları bölüm geçmiş çağlarda da vardı. Osmanlı haremi ko...
-
OSMANLI DEVLETİ İDEOLOJİSİ NASILDI 1-OSMANLI RESMİ İDEOLOJİSİ VEYA DAİRENİN İÇİ Resmi İdeoloji teriminden kastımız, kısaca, bir devl...