MİLLİ EĞİTİM
Dileğimiz , önceden olduğu gibi , çok önemli olduğunu düşündüğümüz bu konuyu bir kaç yazıda paylaşmaktır.
Bütün milletler için insandan önemlisi yoktur. Milletlerin yücelmesi, yükselmesi kaliteli ve eğitimli insan gücü ile sağlanabilir. Bu da iyi bir eğitimle mümkündür.
Eğitim ve öğretim konusu, yaşı ne olursa olsun bir ferdin aileye ve topluma faydalı birey olmasından tutun da seçme, seçilmeye, yönetmeye, vatandaşlık bilincine, hak hukuk gözetmeye kadar her konuyu içeren bir bütün olarak ele alınmalıdır.
Mensuplarını iyi eğitmeyi başaramayan topluluklar bir türlü gelişmelerini tamamlayamamış, hatta tam anlamı ile millet dahi olamamış ya da başka milletlerin kölesi olmuşlardır.
Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak; milletimizin mensuplarını iyi bir eğitim ve öğretimden geçirebildiğimiz söylenemez. Ne yazık ki, hükümetlere ve bakanlara göre değişen eğitim politikalarımız ile böyle oluyor. Ne kadar çok bakan değişir ise o kadar da çocuklarımız deneme tahtası oluyor. Kendi sistemimiz içinde kendi insanımızı eritiyoruz. Yabancıların telkin ve dikte ettirdiği sistem bizi berbat ediyor.
Değerli dostlar; Liseyi bitiren bir çocuk, 19 yaşında. Üniversiteyi kazandı, bitirdi oldu yaş 24. Askerliğini yaptı oldu yaş 26. Sonrası? İşte sıkıntı o zaman başlıyor. Hele de atanamayacak bir bölüm bitirmiş ise vay haline. Buradaki yanlış; iş imkânı veremeyeceğimiz bölümlere ihtiyaçtan çok fazla kontenjan açılıp öğrenci alınmasıdır.
Öğrencilerimiz birkaç sene denedikten sonra acaba bir şey olur mu veya hiç olmazsa bir üniversite bitireyim çaresizliği içinde istemedikleri bir okula kayıt yaptırıp isteksizce okumaktadırlar. Sonrasında iş bulamayınca başlıyor maddi, manevi sıkıntılar. Genç yaşta psikolojik sıkıntıları olan birçok evladımız çaresiz.
Bu gençlerimizin okuması için devletimiz ve aileleri birçok maddi yükümlülüğe girme dimi? Girdi. Akraba ve aileleri yıllara dayalı olumlu birçok beklentiye girmediler mi? Ümit bağlamadılar mı? Bağladılar. Peki, bütün bunlar boşa çıkmış olmuyor mu? Elbette oluyor.
Bir türlü kendi bünyemize ve ülkemizin sosyal ve ekonomik gelişimine uyduramadığımız eğitim sistemimiz sayesinde ne acıdır ki, çocuklarımızı adeta kendi ellerimizle boğazlamaktayız.
Necip Türk Milletini büyük millet yapan mefkûrelerden uzak bir gençlik yetiştirdiğimiz gerçeği ise tehlikelerin en büyüğüdür.
Çocuklarımızı millilik bilincinden uzak yetiştirmek Türk milletinin her mensubuna çok zarar verecek ve millet olarak kapatılması çok zor ve büyük zararlar göreceğimiz bir gerçektir.
Yetkililerin acilen bir “Milli Eğitim” uygulamasını hayata geçirmeleri gerekmektedir.
Köşe /
EĞİTİM (2)
Hep eğitim der dururuz. Bu doğrudur ve olması gerekendir. Çünkü eğitimsiz milletler başkalarının oyuncağı olurlar.
Biz de konunun öneminden iki defadır bu konuyu yazıyoruz. Buna kısaca iyi yetişme ve bilinçlenme de diyebiliriz.
Öncelikli olarak gelecek neslimizi iyi yetiştirmeliyiz. Değişmez ve şaşmaz hedeflerimiz olmalı. Ancak ; bu konuda millet olarak çok ağrılarımız var. Bir kere bizim ülkemizde en çok değişen bakan milli eğitim bakanıdır. Aynı hükümete tabi olmalarına rağmen her yeni gelen bakan öncekinin politikalarını beğenmemiş ve değiştirmiştir. Değiştire, döndüre eğitim sistemimiz deneme tahtasına döndürülmüştür.
Eğitime siyasiler sürekli ve etkili bir şekilde müdahale etmişler ve kalıcı sistem kurulmasına mani olmuşlardır. Bu yüzden kendilerinin talepleri doğrultusunda hareket edecek idarecileri getirmişlerdir. Bazı Eğitim sendikaları da bu duruma suç ortağı olmuşlardır.
İlimizde de sıkça benzer olumsuzluklar yaşanmıştır.
Bazı okul idarecilerinin de sandalyelerini kaptırmamak için kamuoyunda infial oluşturacak sözleri ve uygulamaları laçkalığı göstermektedir. Yine devletin öğretmenlerinin özel okullarda derse girmeleri eleştiri konusudur.
Geçmişte olduğu gibi şimdi de eğitim başka cemaat ve fikir akımlarının kontrolüne bırakılmaktadır. Olaylardan ders alınmadığı aşikardır. Bazı cemiyet ve vakıf yöneticilerinin talepleri doğrultusunda atama ve tayinlerin yapıldığı , imtiyazlı arazi tahsisatları herkesçe bilinmekte ve konuşulmaktadır. Bu konuyu da ikaz etmekte fayda vardır.
Bütün bunlara baktığımızda eğitimin ticari sektör haline geldiği ve siyasetin oyuncağı olduğu sonucu çıkar.
Ancak bundan hepimiz zarar görmekteyiz. Çünkü bu çocuklar hepimizindir. Geleceğimizdir. Duygusal düşüncelere kurban edemeyiz. Ellerimizle kendi çocuklarımızı boğazlayamayız.
Bu uygulamaların sonucunda ilimiz eğitimde civar illere göre hatta Türkiye ortalamasına göre gerilerdedir.
Başta Sayın Valimiz olmak üzere bütün yetkililer ilimizin eğitim konusunu detaylı bir şekilde masaya yatırmalı ve kalıcı çözümler uygulamaya koymalıdırlar.
Saygıyla..
Devletin dini yoktur, insanların dini vardır. Devletin dini adalettir. Adalet üzerine inşa edilmemiş devlet kurumları ve yönetimler önce kendilerini sonra da bulundukları devleti zamanla yok ederler. Adalet ve liyâkat gücünü ebediyete kadar koruyacaktır. ( Şükrü ŞİMŞEK )
24 Şubat 2018 Cumartesi
22 Şubat 2018 Perşembe
Zor Topraklar - Aziz ASLAN
ZOR TOPRAKLAR - Aziz ASLAN
TÜRK Milleti ve Türk ordusu tarih boyu olduğu gibi bir defa daha Afrin’ de sınanıyor.Dünyaya karşı mücadele ediyor.
Terörün her türlüsü tehlikelidir. Gün gelir onu destekleyenleri de vurur. İnsanlık düşmanı terör belası özellikle Ortadoğu'da müslümanları hedef almaktadır. Hedefleri petrol ve enerji kaynaklarıdır. Müslümanların kendi aralarındaki bölünmüşlüklerinden faydalanmaktadırlar. Yani emperyalist güçlerin işini müslümanlar da kolaylaştırmaktadır. Neticede Ortadoğu yanıyor, birileri paylaşım kavgası yapıyor, dünya seyrediyor.
Bizim ülkemizin durumuna gelince; tarih boyunca hiç eksik olmayan düşmanlarımız yine iş başındalar. Yüce Türk Milletinin cihangirliğini ve esaret kabul etmezliğini biliyorlar. Tarihten gelen husumetleri var. Türkün tarih yazmışlığını unutmuyorlar. Bizi sevmiyorlar. Biliyorlar ki, Türkler olmasaydı İslamiyet Dünyaya yayılmış olmayabilirdi. İslam düşmanlığına misliyle Türk düşmanlığı da eklenince insafsızca saldırıyorlar. Her zaman olduğu gibi İçimizdeki hainleri de kullanıyorlar.
Ayrıca büyük milletin yaşadığı Anadolu toprakları dünyanın en stratejik bölgesinde olunca düşmanların iştahı da kabarıyor. Verimli ve geniş arazileri, zengin maden ve enerji potansiyeli , genç nüfusu ile güzel Türkiye'mizde gözleri var.
Arap alemi ve diğer İslam devletlerinin idareleri de kendilerinde olmadığından bize destek vermiyorlar. Tarihte de böyleydi. Yıllardır söylediğimiz gibi; “ Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur.”
Peki biz ne yapmalıyız? Biz; birlik olmalıyız. Vatan hainleri hariç herkes herşeyi bir tarafa bırakıp birlik olmalı. Herkes üzerine düşeni yapmalı. Hainlere fırsat vermeyelim.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Ahilik Kültürü - Aziz Aslan
AHİLİK KÜLTÜRÜ- Aziz Aslan Ahilik, Anadolu Selçuklu Devleti'nin son dönemleriyle Osmanlı Devleti'nin kuruluş dönemi aras...
-
ULUSLARARASI İLİŞKİLER TEORİLERİ / REALİZM Şükrü ŞİMŞEK ÖZET Uluslararasıİlişkiler alanındaki teorilerde realist te...
-
OSMANLI SARAYINDA HAREM FUHUŞ YUVASI DEĞİLDİ Harem, yani evde kadınların yaşadıkları bölüm geçmiş çağlarda da vardı. Osmanlı haremi ko...
-
OSMANLI DEVLETİ İDEOLOJİSİ NASILDI 1-OSMANLI RESMİ İDEOLOJİSİ VEYA DAİRENİN İÇİ Resmi İdeoloji teriminden kastımız, kısaca, bir devl...