29 Mart 2018 Perşembe

Buyur Kardeşim Sen Geçiver- Aziz ASLAN


        BUYUR KARDEŞİM SEN GEÇİVER

        Geçen aylarda iki yazımızda “sevgi” ve “sevgisizlik” konularını paylaşmıştık. Bu konu bizim ana problemimiz. Toplum olarak saygı, sevgi, birlik ve beraberlik içinde olamazsak hiçbir şeyi çözemeyiz. Onun içindir ki önce bunu çözmeliyiz.
        Bahçenize iki gül dikiniz. Gülün birini yanına giderek, diğerini de dışarıdan hortumla sulayın. Aynı gübreyi verin. İki sene sonra yanına uğramadığınızı diken içinde görürsünüz. Elinizle suladığınız ve sıkça yanına gittiğiniz gülün nadiren dikeni olacaktır.
         Bir asansör kapısında “ aman efendim evvela siz buyurun!” diyen insanlar arabaya bindiklerinde trafik canavarı kesiliyorlar. Otomobilin içinde, kapalı ve muhafazalı ya. İçi dışına çıkıyor. Külhanbeylik yapıyor. Aynısını açık bir arabada yapmıyor. Çünkü nezaketi içimize sindirememişiz. İşte bu nezaketsizlik sebebiyle trafikte insanımız stresli oluyor. Kavgalar, kazalar artıyor. Adam bilerek ters yola giriyor, trafiği alt üst ediyor, kendisini ikaz edene de” e ne var bunda?” tavrında küstahlık yapıyor.
          İşte bu hal, sevgiyle rabıtamızın olmadığını gösteriyor. Hala torununu, çocuğunu şımarır diye kucağına almayan dede, nine, ana, babalar var. Sevgisiz büyümenin tehlikelerini görmekten aciz insanlara söyleyecek fazla bir şey yok. Bugün sokak çocukları problemi varsa sebebi sevgisizliktir.
           Kardeşler miras kavgasında, baba oğul, gelin kaynana, bacanaklar, komşular, işçi işveren , eşler birlerine soğuk duruyorlar. Merhaba bile yok. Didişmek düsturumuz olmuş. Didişecek kimse bulamazsak kendimizle didişiyoruz. Mahkemeler ve cezaevleri hep dolu. Herkes ben haklıyım davasında. Sonrada Allah’tan af diliyoruz. Bu kadar kolay mı?
          “Buyur kardeşim sen geçiver.” demek çok mu zor?
           N’olur biraz muhabbet. Biraz fedakarlık. Biraz saygı.

21 Mart 2018 Çarşamba

Çanakkale - Aziz ASLAN


                 ÇANAKKALE
             Tam 103 yıl önce Türk’ün en büyük imtihanlarından biridir Çanakkale destanı. Türk’ün adının geçtiğinde suratı asılan Haçlı zihniyeti ile mücadelesidir .
            Çanakkale, Yüce Türk Milletinin çoluğu, cocuğu, genci, ihtiyarı ile bütün halinde vatan toprağında düşman çizmesinin izleri olmasın diye canını feda ettiği ateşle imtihanıdır.
            Tarihte Türkiye Cumhuriyeti​ dışında hiçbir Devlet bağımsızlığını 6 ülkeye karşı savaşarak kazanmamıştır. Türk’ ün üstünlüğü de Cihangirliğidir.Zor durumda imkansızı başarmasıdır. Bu nedenle Çanakkale hiç bir millete nasip olmayacak bir zaferdir.
            Çanakkale başından sonuna dek, TÜRK 'ün davasıdır, TÜRK'ün savaşıdır, TÜRK'ün namusudur !
            TÜRK’ün savaş meydanlarında yenilmezliğinin dünyaya haykırışı ve tescilidir. TÜRK’ün konuştuğu yerde başka milletlerin susması gerektiğinin anlaşılmasıdır. “Çanakkale Geçilmez.” düsturunun TÜRK nesline idrak ettirilmesi ve Vatan bütünlüğü hedefinin idrakidir. İslamın bayraktarlığının , temsilinin ve koruyuculuğunun tarihte olduğu gibi yükselişinin Türklerle olabileceğinin bir kez daha anlaşılmasıdır. Çanakkale İstiklal savaşımızın, terörle mücadelemizin, Suriye’deki başarılarımızın ilhamı,özgüveni ve kararlılığıdır. Aynı ruh şimdide Afrin’de tezahür etmektedir.
            Bugün dünyanın en anlamlı ve en güzel bayrağı özgürce dalgalanıyorsa, vatan dediğimiz bu topraklarda onurluca yaşıyorsak aziz şehitlerimize borçluyuz. Kutsal emanet olan ve zor kazanılmış olan Türk vatanı ilelebet hür kalacaktır.
            Çanakkale Savaşını  bizlere kazandıran; Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürkü, Silah arkadaşlarını  ve  Mehmetçiklerimizi  minnet ve saygı  ile anıyoruz.

16 Mart 2018 Cuma

İyi Niyet ve Merhamet Sahibi Olmak - Şükrü Şimşek

İYİ NİYET VE MERHAMET SAHİBİ OLMAK - Şükrü ŞİMŞEK

Kin, nefret ve haset İnsanoğlunu ve etrafındakileri eritip bitirir. Bu durum sevgiyle haşrolunmus insan kalbine ve ruhuna asla yakışmaz. Ruhun en büyük kirleridir bunlar. Sevgiyi asla azaltmayin. Asla onu zedelemeyin. Zira sevgiyi kaybetmesi kolay kazanmasi çok zordur.  Merhametli ve iyi kalpli olun. Bu tutum size hiç bir şey kaybettirmez. İnsanın merhameti, yumuşakIığı ve cömertIiği kendisini düşmanIarına biIe sevdirir.

İnsan, bir çok şeyin karşısında saygıyIa eğiIir; ama iyi davranış ve şefkatin önünde, iyi niyetin karşısında adeta diz çöker.

YaInız kendini koruyan, şüphenin esiri, sadece aklindaki doğru bildiklerinin tutsaği olan kişi merhamet ve mantık sahibi değiIdir. MerhametIi kişi, başkaIarının iyiIiği için de çaIışan kimsedir. İyi kimse, derdi oIanIara, zorluğun altında kıvrananlara da deva oIur diyor Yusuf Has Hacib.

Ya aklınızdan geçirdikleriniz yanlış ve vebal getirecekse.
Ya hataliysaniz.
Düşündüğünüz ya merhametsizceyse.
Bu fani dünyadaki bu gereksiz durumun hesabı çetin olacaktir elbet.

Çünkü hiç meraklanmayin
bundan en fazla yüz yıl sonra çok önemsediginiz zatialinizi ve yüksek olduğunu iddia ettiginiz düşüncelerinizi kimse hatirlamayacak ve bir toz kadar dahi değerli olmayacaktir.

Onun için ömrün sonuna doğru hızla nefes tüketmeye devam ederken :
Iyi olun.
Sevgiyle yaklaşın.
Üzmeyin.
Gönül kirmayin.
Eziyet etmeyin.
Kollarinizi kavgaya değil güzellliklere, sevgiye açın ki sevilesiniz.
Merhamete açın ki merhamet göresiniz.

İnsan yerdekilere merhamet etmeli ki Hz. Yaradan da insana merhamet etsin.

Sevgiyle kalın!

8 Mart 2018 Perşembe

Bağımsızlık ve Batı -Aziz ASLAN


        BAĞIMSIZLIK VE BATI  - Aziz ASLAN

        Günümüzde bağımsızlık deyince öncelikle kültürel ve ekonomik bağımsızlık akla gelmektedir.
        Bir devlet insanını milli kültüre göre eğitebiliyor ve  başkalarının emrine göre manevi değerlerini yok etmiyorsa kültürel yönden bağımsızdır. Kimse onu Köle edemez.
         Sanayileşmek, makineden faydalanıp az emekle çok üretmektir. Amerika’da nüfusun % 7’si tarımda çalışır, dünyanın en çok buğdayını üretir. Türkiye’de % 70’i tarımla uğraşır, fakat dışarıdan tarım ürünü satın alır. Sebep , tarımda sanayileşemediğimizdir.
         Eğer bir devlet ürettiği bir kamyon buğdayı, kamyonun vidasını yapmak İçin veriyorsa hamallık yapmaya mahkumdur. Hem buğday, hem de vida üretmeliyiz.
       Görüşü ne olursa olsun insanımız aklını başına almalıdır. Aklı başındalık bizi batının nasıl gördüğünü bilmektir. Vakar ve haysiyetini koruyup dik durmaktır. Tehlikelere karşı güç olabilmektir.
       Batı, Müslüman bir Milletin fedakarlığını anlayamaz. Hep maddi düşünen, kafası bakkal terazisi gibi olan Batıya ne kadar menfaat sunarsan o kadar dostluk alırsın.
       Kepçeyle alıp kaşıkla vermekte usta olan Batılılar paraya o kadar düşkünler ki lisanlarını bile para ile satarlar.
       Kendi aralarında ara sıra çatışma olsa da Yahudi ve Hristiyanlar karşılarında İslam’ı görünce derhal birleşirler. Hele birde işin içinde İslamın Bayraktar’ı Türk’ler varsa birleşmeleri çok kolay ve kaçınılmazdır.
       Sevindirici olan , her ne kadar sürekli hainler çıksa da Aziz Milletimizin önemli bir kesiminin artık bizim yıllardır dilimize vird ettiğimiz “ Türk’ ün Türk’ ten başka dostu yoktur.” sözünü anlamaya ve idrak etmeye başlamış olmasıdır.
        Velhasıl Bir devlette vatandaşlar devlete bağlı kalma yerine , yabancıların kumanda ettiği dış teşkilatlara girmeden hayat hakkı bulamayacaklarına inanmışsa;
        Vah ki ne Vah...

Ahilik Kültürü - Aziz Aslan

AHİLİK KÜLTÜRÜ- Aziz Aslan           Ahilik, Anadolu Selçuklu Devleti'nin son dönemleriyle Osmanlı Devleti'nin kuruluş dönemi aras...