24 Şubat 2018 Cumartesi

Milli Eğitim - Aziz Aslan

MİLLİ EĞİTİM
         Dileğimiz , önceden olduğu gibi , çok önemli olduğunu düşündüğümüz bu konuyu bir kaç yazıda paylaşmaktır.
        Bütün milletler için insandan önemlisi yoktur. Milletlerin yücelmesi, yükselmesi kaliteli ve eğitimli insan gücü ile sağlanabilir. Bu da iyi bir eğitimle mümkündür.
         Eğitim ve öğretim konusu, yaşı ne olursa olsun bir ferdin aileye ve topluma faydalı birey olmasından tutun da seçme, seçilmeye, yönetmeye, vatandaşlık bilincine, hak hukuk gözetmeye kadar her konuyu içeren bir bütün olarak ele alınmalıdır.
          Mensuplarını iyi eğitmeyi başaramayan topluluklar bir türlü gelişmelerini tamamlayamamış, hatta tam anlamı ile millet dahi olamamış ya da başka milletlerin kölesi olmuşlardır.
         Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak; milletimizin mensuplarını iyi bir eğitim ve öğretimden geçirebildiğimiz söylenemez. Ne yazık ki, hükümetlere ve bakanlara göre değişen eğitim politikalarımız ile böyle oluyor. Ne kadar çok bakan değişir ise o kadar da çocuklarımız deneme tahtası oluyor. Kendi sistemimiz içinde kendi insanımızı eritiyoruz. Yabancıların telkin ve dikte ettirdiği sistem bizi berbat ediyor.
           Değerli dostlar; Liseyi bitiren bir çocuk, 19 yaşında. Üniversiteyi kazandı, bitirdi oldu yaş 24. Askerliğini yaptı oldu yaş 26. Sonrası? İşte sıkıntı o zaman başlıyor. Hele de atanamayacak bir bölüm bitirmiş ise vay haline. Buradaki yanlış; iş imkânı veremeyeceğimiz bölümlere ihtiyaçtan çok fazla kontenjan açılıp öğrenci alınmasıdır.
           Öğrencilerimiz birkaç sene denedikten sonra acaba bir şey olur mu veya hiç olmazsa bir üniversite bitireyim çaresizliği içinde istemedikleri bir okula kayıt yaptırıp isteksizce okumaktadırlar. Sonrasında iş bulamayınca başlıyor maddi, manevi sıkıntılar. Genç yaşta psikolojik sıkıntıları olan birçok evladımız çaresiz.
          Bu gençlerimizin okuması için devletimiz ve aileleri birçok maddi yükümlülüğe girme dimi? Girdi. Akraba ve aileleri yıllara dayalı olumlu birçok beklentiye girmediler mi? Ümit bağlamadılar mı? Bağladılar. Peki, bütün bunlar boşa çıkmış olmuyor mu? Elbette oluyor.
         Bir türlü kendi bünyemize ve ülkemizin sosyal ve ekonomik gelişimine uyduramadığımız eğitim sistemimiz sayesinde ne acıdır ki, çocuklarımızı adeta kendi ellerimizle boğazlamaktayız.
         Necip Türk Milletini büyük millet yapan mefkûrelerden uzak bir gençlik yetiştirdiğimiz gerçeği ise tehlikelerin en büyüğüdür.
         Çocuklarımızı millilik bilincinden uzak yetiştirmek Türk milletinin her mensubuna çok zarar verecek ve millet olarak kapatılması çok zor ve büyük zararlar göreceğimiz bir gerçektir.
          Yetkililerin acilen bir “Milli Eğitim” uygulamasını hayata geçirmeleri gerekmektedir.


Köşe /
                  EĞİTİM (2)
      Hep eğitim der dururuz. Bu doğrudur ve olması gerekendir. Çünkü eğitimsiz milletler başkalarının oyuncağı olurlar.
      Biz de konunun öneminden iki defadır bu konuyu yazıyoruz. Buna kısaca iyi yetişme ve bilinçlenme de diyebiliriz.
       Öncelikli olarak gelecek neslimizi iyi yetiştirmeliyiz. Değişmez ve şaşmaz hedeflerimiz olmalı. Ancak ; bu konuda millet olarak çok ağrılarımız var. Bir kere bizim ülkemizde  en çok değişen bakan milli eğitim bakanıdır. Aynı hükümete tabi olmalarına rağmen her yeni gelen bakan öncekinin politikalarını beğenmemiş ve değiştirmiştir. Değiştire, döndüre eğitim sistemimiz deneme tahtasına döndürülmüştür.
        Eğitime siyasiler sürekli ve etkili bir şekilde müdahale etmişler ve kalıcı sistem kurulmasına mani olmuşlardır. Bu yüzden kendilerinin talepleri doğrultusunda hareket edecek idarecileri getirmişlerdir. Bazı Eğitim sendikaları da bu duruma suç ortağı olmuşlardır.
         İlimizde de sıkça benzer olumsuzluklar yaşanmıştır.
         Bazı okul idarecilerinin de sandalyelerini kaptırmamak için kamuoyunda infial oluşturacak sözleri ve uygulamaları laçkalığı göstermektedir. Yine devletin öğretmenlerinin özel okullarda derse girmeleri eleştiri konusudur.
         Geçmişte olduğu gibi şimdi de eğitim başka cemaat ve fikir akımlarının kontrolüne bırakılmaktadır. Olaylardan ders alınmadığı aşikardır. Bazı cemiyet ve vakıf yöneticilerinin talepleri doğrultusunda atama ve tayinlerin yapıldığı , imtiyazlı arazi tahsisatları herkesçe bilinmekte ve konuşulmaktadır. Bu konuyu da ikaz etmekte fayda vardır.
         Bütün bunlara baktığımızda eğitimin ticari sektör haline geldiği ve siyasetin oyuncağı olduğu sonucu çıkar.
         Ancak bundan hepimiz zarar görmekteyiz. Çünkü bu çocuklar hepimizindir. Geleceğimizdir. Duygusal düşüncelere kurban edemeyiz. Ellerimizle kendi çocuklarımızı boğazlayamayız.
         Bu uygulamaların sonucunda ilimiz eğitimde civar illere göre hatta Türkiye ortalamasına göre gerilerdedir.
          Başta Sayın Valimiz olmak üzere bütün yetkililer ilimizin eğitim konusunu detaylı bir şekilde masaya yatırmalı ve kalıcı çözümler uygulamaya koymalıdırlar.   
           Saygıyla..

2 yorum:

  1. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  2. Forumlarda gectigi giib hakikaten akılalmaz bir çifte standartlı osym açıklaması kimi kastediyor belli değil herkesi zan altında bırakıyor devlet ciddiyeti içermeyen garip bir açıklama   
    https://www.drtus.com/forum/viewtopic.php?f=74&t=106788 
    http://stetuskop.com/showthread.php?t=4309&page=20

    ÖSYM BASIN AÇIKLAMASI (16.09.2014)
    Gazetelerde Yer Alan Asılsız İddialar
    Bugün bazı günlük (MİLLİYET, AKİT) gazetelere ilan vererek, 2014-TUS/DUS Sonbahar Dönemi sınavı ile ilgili asılsız iddialarla Sayın Cumhurbaşkanımızı ve Sayın Başbakanımızı yanıltıcı mahiyette açık mektup yazan bir grup isim (Dr. Alp KARATAŞ Uz.Dr. Rıza ERÖKSÜZ Ahmet KANDEMİR Sancar VAROL Fatih KARAASLAN Bünyamin YILDIRIM Mahmut ÇELİKKANAT Uz.Dr.Uğur DEMİRCİ Osman GÜLSEVER Sinan TÜRKMEN Ayşe KARAGÜR Mustafa Kemal ŞAHİN İbrahim YAĞCI Taner ENGİN Emine Doc.dr.AVCI HÜSEYİNOĞLU Seyran KÖKSAL Elif TEKE Ceylin KARA İsmail SANCAK Fatmagül SARI Erhan PARLAK Nilay KUZU Erdal KARACA Pınar SÖNMEZ Ahmet SANCAK Pervin SARACA Adil BOZPINAR Serkan VURAL Sönmez ERDOĞAN Yusuf DEMİR Aysun YILMAZ Lale DEMİRKAYA Sadi KORKMAZ Sedat ÖZKAN Beytullah KISA Emrah KESKİN Burhan Cenap KOÇTAŞ Fatma ÇELİK), ÖSYM'yi ağır suçlamalarla töhmet altında bırakacak ifadeler kullanmışlardır.
    Modernize edilmiş teknolojik altyapısı ile ÖSYM, yapmış olduğu her işlemi saniyesi saniyesine kontrol altına almış ve her saniyenin hesabını verebilecek duruma gelmiştir.
    ÖSYM'nin sınavlarında sorduğu her bir soru farklı zamanlarda çok sayıda akademisyen tarafından titizlikle hazırlanmakta ve denetlenmektedir. Buna rağmen bazı sorular, ortaya çıkan ve çoğu zaman da esasa ilişkin olmayan ancak mutlak adalet bakımından gerekli olduğu düşünüldüğünden, sınav sonrasında adayların verdikleri cevapların analizi ve bilim kurullarının görüş ve tavsiyeleri ile ÖSYM Yönetim Kurulu tarafından iptal edilmektedir. Ancak, sürekli değişerek gelişen ve tıp gibi son derece geniş bir alanda farklı yorum ve bakışlara dayanılarak çoğu zamanda umulmadık biçimde (?) mahkemeler tarafından iptal edilen sorular da olmaktadır.
    İlanda yer alan ve iddiadan ibaret gerçek dışı bazı hususlar incelendiğinde; ÖSYM hiç bir zaman adaylara, iddia edildiği gibi,"soruları ezberle" demez, Veri tabanında değişiklik yaparak herhangi bir kişiye sağlanacak haksız bir kazanç, karşılığında ağır cezaları gerektirmektedir. Bu ve benzeri düzenlemeler 6114 sayılı Kanunda açıkça yer almıştır, ÖSYM hiç bir adaya asla haksız kazanç temin etmez.
    Söz konusu ilan, ticari malzemesi giderek tükenen bir TUS hazırlık dersanesinin (TUSDATA? TUSEM? TUSTİME? E-TUS? TUSWORLD?) organizasyonu olup asla itibar edilmemelidir. Toplam 39 ismin yer aldığı ve bu isimlerden de sadece 13'ünün 2014 yılında TUS/DUS sınavlarına girdiği halde “Tüm adaylar adına” açıklama yapıldığı iddiası tam karşılığı ile gerçek dışı ve gülünçtür. Mezkur(?DAHA ÖNCE ZİKREDİLMEDİ, MEZKUR DEĞİL TUSDATA? DUSDATA? TUSEM? DUSEM? TUSTİME? E-TUS? TUSWORLD?) dershanenin bu saldırılarını yönetmekle görevli olduğu sosyal medya paylaşımlarından anlaşılan, listede ismi bulunan, dershane idarecisi kişinin, bu dershaneye bir şekilde bağlı kişileri organize etmek suretiyle infial ve aynı zamanda reklam amaçlı böylesi bir girişimde bulunduğu açıktır. Kaldı ki, ÖSYM’nin oluşturduğu teknik altyapı sayesinde malum dersane sahibi olarak tanınan diğer bir kişinin (Uz.Dr.Ahmet ERKEK?, Uz.Dr.Sami SELÇUKBİRİCİK?,Sema SELÇUKBİRİİCK, Dr. İdris ŞAHİN? Dr. İlker Ulaş SUNGUR?, Dr.Gökhan ERSOY, Fatih SELÇUKBİRİCİK Ercan ÖZTÜRK? Emrah KABATAŞ? Salih AYDIN? Prof.Dr.Osman ERER?,Hümeyra ÖZKAYA? Tolga BİÇER? Mehmet Ali Gülçelik? Anıl ÇUBUKÇU? Şadin Balsak?, Ahmet Cevdet Çitoğlu?, Murat Erkeçoğlu?) de eski bir tarihte (Tarihlerde) başkasının yerine sınava girdiği tespit edilmiş, ancak başlatılan soruşturma zaman aşımı dolayısıyla akim kalmıştır.
    ÖSYM, sadece hak edene hak ettiğinin verilmesini gerçekleştirmek amacıyla sınav güvenliğinden taviz vermeksizin ölçme kalitesini korumaya yönelik faaliyetlerinden asla vazgeçmeyecek ve Türkiye için olabilecek en güvenilir sınav sistemini sürdürmeye devam edecektir.

    YanıtlaSil

Ahilik Kültürü - Aziz Aslan

AHİLİK KÜLTÜRÜ- Aziz Aslan           Ahilik, Anadolu Selçuklu Devleti'nin son dönemleriyle Osmanlı Devleti'nin kuruluş dönemi aras...