Aşkın Psikolojisini Biliyor
muydunuz ?
Cahide GÜNAY
“Aşk
özlemektir, onun yanındayken kendi varlığını unutup, kendini kaybetmektir,
güvenmektir aşk, güven vermektir... Elini tuttuğunda kalbinin delicesine
çarpmasıdır. “
Hem siz,
hemde sevdiğiniz erkek özerk bir birey olabilmek için yıllarca gayret
sarfedersiniz. Hemen hemen doğduğunuz günden bu yana bilinçli ya da bilinçsiz
olarak birbirini seven insanların nasıl davrandıklarını, ilişkilerin nasıl
yürüdüğünü ve hangi davranışların kabul görüp, hangilerinin görmediğini
gözlemlediniz ve öğrendiniz. Hiç kimsenin aile yaşantısı kusursuz değildir, zaman
zaman hepimiz de ailemizden olgunlaşmak için gereksinim duyduğumuz duygusal
bağları geliştirmemize ket vuracak türden tavırları, bilgileri ve değerleri
ediniriz. Bu duyguları ölene kadar sahipleniriz. Bu duyguların farkına varmayı başarırsak,
etkili bir şekilde başa çıkmayı da başarabiliriz. Şüphesiz bilgi insana güç
verir. Zor bir erkekle veya bir kadınla ilişkinizi iyiye götürebilecek kadar
psikolojik açıdan güçlü olmanız demek hem insan psikolojisini bilmeniz
demektir. Sevdiğiniz erkek veya kadın neden böyle davranıyor? Ya da siz niye
böyle tepki gösteriyorsunuz? Çoğu kadın
tüm yoğunluğuyla duygusallığın güvence olduğunu düşünür. Kim ne zaman “Neden canını bu kadar sıkıyorsun?”
“Çok ince düşünüyorsun.” “Çok hassassın. Ben böyle bir şey demek istemedim.” “En
ufak rutubetten nem kapıyorsun” derse
kırılırız, fakat derinlemesine düşündüğümüzde onlara hak veririz. Kadınların erkeklerden daha duygusal olduğu
gerçektir. Oysa kadın küçük olayları
büyüten biri olmak zorunda değildir. Zor anlarda hem kendileri hem de sevdikleri
erkek için hissetirmekte ve duygularını
dile getirmektedirler. Kadınlar en basit
olaya bile duygusal yaklaşırlar, çünkü anne babaları, toplum, arkadaşları ve
sevgilileri tarafından hep böyle yönlendirilmişlerdir.
“Dünyada
süregelen savaşları uzaktan izlerken kadınlar, uzun ve boş günlerini anılarla
ve korkularla dolduruyorlardı. Erkekler
ise amaçları uğruna öldürüyor, bir
şeyler yapmanın şevkiyle, korkunun anlamını yok ediyordu..” Hayatınızdaki
erkeğin sizi bu kadar üzen yönlerinden biri (o hiçbirşey hissetmezken), sizin ilişkinizde her ikiniz için duygusal
akışı belirlemeniz, özümsemeniz, düzene koymanız ve sözcüklerle ifade
etmenizdir. Tüm bu yoğun duyguları
düzenlemek zorunda olmak tam donanımlı bir stüdyoda ressam olarak çalışmaya benzer. Uysa da, uymasa da kendinizi her rengi
kullanmaya mecbur hissedersiniz. Duygularda
sanata çok benzer, düzensizdirler,
insanların özellikle uzun zamandır hissetikleri yoğun duygular oldukça
dağınıktır. İster boyama, ister
duyguları ifade etme olsun, hangi alanda becerilerimizi geliştirmeye çalışıyor
olursak olalım, pratik yapmamız gerekir.
Duygularınızın ve nereden
kaynaklandıklarının farkına vardığınızda ilişkinizi ya da evliliğinizi
sürdürmek konusunda daha fazla beceri kazanmış olursunuz.
Erkekler
genellikle daha erkeksi görünmek için duygularını bastırırlar ya da onları
kabul edilebilir duygular veya kabul
edilebilir tepkiler halinde ifade
ederler (örneğin, korktuklarında sinirlenmiş gibi davranırlar, ağlamak yerine
bağırıp çağırırlar). İlişkinizin ne
kadar iyi gittiği sizin onun ne kadar
iyi anladığınıza bağlıdır, o istediği kadar kendisini anlamasın ve hissettiklerini gizlemeye çalışsın!
Kadın
Gözüyle İşte Erkekler kitabından /2008
Cahide GÜNAY
Cahide GÜNAY
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder