28 Aralık 2016 Çarşamba

En büyük aşklar, mutlu bir şekilde uzun yaşanılan aşklardır...




YAZAR CAHİDE GÜNAY


En büyük aşklar, mutlu bir şekilde uzun yaşanılan aşklardır...
Kadın ve erkeğin birbirine tutku derecesinde etkilenmesine yol açan pozitif bir duygu yoğunluğudur AŞK... Aşka kısaca tutkulu bir şekilde etkilenmede diyebiliriz. Aşkta tıpkı inanç gibi insana insan olma özelliği kazandıran temel yapı taşlarından birisidir. Yani aşk sadece insana özgü bir olgudur. Aşk kadın ve erkek insanın çift olmasına, yuva kurmasına, soyunu devam ettirmesine yardımcı olan duygusal bir etkendir. Aşk, insanların zannettiği gibi birlikte yaşanılan bir duygu değildir. Aşk, her zaman tek başına da yaşanılabilir. Aşık olan kişi aşkını yalnız yaşar. Aşk paylaşılamaz. Çünkü aşk çift yönlü bir etkileşimin ortaya çıkardığı duygu yoğunluğu değildir. Bir tek kişinin karşı cinsten etkilenmesiyle ortaya çıkan bir duygu yoğunluğudur. Zihinsel olarak, kişi aşık olduğunda akıl ve mantık mekanizmaları sağlıklı çalışmaz. Algısal bilgiler büyük yoğunlukla akıl üzerinden değil, duygu üzerinden düşünceye aktarılır. Buda aşık olduğumuzda olayları ve olguları sağlıklı değerlendirmemize engel olur. Birçok aşk yoğun ve hızlı yaşanır fakat çabuk biter. Gerçek hayatta mutlu biten aşkların sayısı oldukça azdır.  Aşkta yaşanılan duygu yoğunluğu sevgiye nazaran daha fazladır. Müthiş bir duygusal haz yaşarsınız.  En büyük aşklar, mutlu bir şekilde uzun yaşanılan aşklardır... YA SEVGİ... Kadın ve erkeğin  karşılıklı etkileşimleri sonucu ortaya çıkan pozitif duygu yoğunludur SEVGİ. Sevgi de tıpkı inanç ve aşk gibi insana insan olma özelliği kazandıran temel yapı taşlarından birisidir. Sevgi, kadın ve erkeğin mutlu ve sağlıklı bir birliktelik sağlamasına yardımcı olan duygusal bir etkendir. Aşkta tek taraflı etkilenme olmasına karşın, sevgide çift taraflı etkileşim vardır. Yani duygusal yoğunluk kadın ve erkek arasında paylaşılır, birbirine aktarılır. Sevginin ortaya çıkmasındaki öncül duygu hoşlanmadır. Bir kadın veya erkek karşı cinse ilgi duyar, yakınlık hisseder, birlikte olma isteği uyanır. Hoşlanma, karşılıklı etkileşimin en doğal halidir. Hoşlanmanın sonrasında görsel ve işitsel iletişim artar ve birlikte olma isteği ortaya çıkar. Görsel ve işitsel algı duygusal olarak kişiyi uyarırken, dokunsal algıda fiziksel olarak kişiyi uyarır. Tensel temas sevginin ortaya çıkardığı mutluluğu tamamlayan içgüdüsel bir etkendir. Kişiler arasındaki sevgi çeşitli nedenlerle azalacak ve yıpranmaya başlayacaktır. En tehlikeli kısım ise “birbirine katlanmak” kelimesini kullanmaya başladığınız zamandır. Sevgiyi ayakta tutmanın en önemli yolu karşılıklı anlayış ve özveridir. Karşılıklı anlayış ve özveride bulunulmaması halinde “katlanmak” ve sonrasında “tahammül edememe” noktasına gelinir ki bu çok tehlikelidir. Sözün özü, aşık olan kişi, aşık olduğunun farkına vardıysa, bütün kötü sonuçları göz önünde bulundurmalı ve partnerinin kendisi hakkındaki gerçek düşüncelerini öğrenmeye çalışmalıdır. Eğer seviyorsanız, partnerinizin duygularını ve düşüncelerini daha iyi anlayabilir uzun ve mutlu bir birliktelik sağlayabilirsiniz. Yazımda'da belirttiğim gibi, aşkı ve sevgiyi ayakta tutmanın en önemli yolu karşılıklı ANLAYIŞ VE ÖZVERİDİR.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Ahilik Kültürü - Aziz Aslan

AHİLİK KÜLTÜRÜ- Aziz Aslan           Ahilik, Anadolu Selçuklu Devleti'nin son dönemleriyle Osmanlı Devleti'nin kuruluş dönemi aras...