5 Aralık 2016 Pazartesi

Osmanlı Devletinin İdari Yapısı - Şükrü Şimşek

OSMANLI DEVLETİNİN İDARİ YAPISI

Osmanlı devletinde yönetim devlet teşkilâtı, merkez ve taşra bölümlerinden oluşurdu. Bu teşkilatın başı padişahtı. Tartışılamaz ve devredilemez haklara sahipti. Ailenin ancak erkek çocukları padişahı olabilirdi.

MERKEZ TEŞKİLÂTI
Merkez teşkilâtı İstanbul’da bulunurdu. Merkezin çekirdeğini ise padişah ve saray teşkilâtı oluştururdu. Ülkenin her yanındaki bütün birimler bu merkezden yönetilirdi. Saray, hem padişahın özel hayatının geçtiği, hem de devletin yönetildiği yerdi. Osmanlı sarayı başlıca iki bölümden oluşurdu. Bunlardan "Enderun", padişahın özel hayatının geçtiği yerdi. Bu bölümde padişahın yatıp kalktığı "harem" kısmı ile hizmetlilerin bulunduğu çeşitli odalar vardı. Enderun aynı zamanda devlet adamı yetiştiren bir okul gibiydi.

DİVAN-I HÜMÂYÛN VE ÜYELERİ
Sarayın diğer kısmında ise yine çeşitli saray görevlilerine ait odalarla, önemli devlet işlerinin görüşüldüğü "Divan-ı Hümâyûn" vardı. Divanda başkanlık görevini ilk zamanlarda padişahlar yaptı. Fakat sonradan bu görev, "vezir-i azam" veya "sadrazam denilen kişilere bırakıldı. Divanda, padişaha ait yetkileri kullanmak üzere görevlendirilmiş başka kişiler de vardı. Divandaki vezir sayısı, devletin büyümesine paralel olarak artmıştır. Vezirler kıdemlerine göre derecelendirilmiştir. Sadrazam padişahtan sonra en yetkili kişi ve divan-ı Hümayun'un başıdır. Divanın ikinci grup üyeleri ise, eğitim-öğretim ve hukukla ilgili konularla ilgilenirlerdi.Rumeli ve Anadolu kadıaskerleri ile sonraları divan üyesi olan şeyhülislamdı. Rumeli kadıaskeri rütbe bakımından, Anadolu kadı askerinden üstte idi.Bazı önemli davalar divanda görülür ve özellikle kadıaskerler bu işe de bakarlardı.Osmanlı Devleti'nin bürokrasi ve maliye işlerinden sorumlu olan defterdarlar ve nişancı idiler. Divandaki iki defterdardan rütbe bakımından yüksek olanına Rumeli defterdarı veya "başdefterdar" denirdi. Diğeri ise Anadolu defterdarıydı.Devletin bütün gelir-gider hesapları defterdardan sorulurdu.Divandaki bütün yazışmalar ve devletin bütün yazım ve kayıt işleri nişancı ve reisülküttap tarafından yapılırdı.

TAŞRA YÖNETİMİ
Taşra yönetimi çeşitli bölümlere ayrılıyordu.Bunlar içinde en önemlisi sancak teşkilâtı idi.Osmanlı topraklarının önemli bir kısmı sancak denilen yönetim birimlerine ayrılmıştı.Birçok sancak biraraya getirilmiş buna da eyalet veya beylerbeylik denmişti.Eyaletlerin başında beylerbeyi, sancakların başında ise sancakbeyi bulunurdu.Aynca özel yönetime sahip vilâyetler vardı. Mısır bunlardan biriydi.Mekke Emirliği ve Kırım Hanlığı gibi Müslüman hanedanlar tahtlarında bırakılmış, fakat toprakları Osmanlı yönetimi altına alınmıştı.


DEVLET YÖNETİMİNDE DEĞİŞMELER
XVIII. yüzyıldan itibaren devlet yönetiminde yavaş yavaş değişmeler başladı. Bu yüzyılda Divan-ı Hümâyûn'un önemi azaldı.Bunun yerine devlet işleri "Bâb-ı Ali" denilen sadrazam sarayından yürütülmeye başlandı.Fakat asıl önemli değişiklikler XIX. yüzyılda görüldü.Bu kez Bâb-ı Ali yerini, Heyet-i Vükelâ'ya (Vekiller Heyeti) bıraktı.XVIII.yüzyıl sonlarında önce askerî teşkilâtta görülen değişiklikler, Tanzimat'tan itibaren diğer kurumlarda da görülmeye başladı. Eyaletlerin yerine vilâyetler oluşturuldu. Yerel meclisler kuruldu. En önemlisi ilk kez, 1876'da Kanun-ı Esâsî yapıldı ve parlamenter hayata geçildi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Ahilik Kültürü - Aziz Aslan

AHİLİK KÜLTÜRÜ- Aziz Aslan           Ahilik, Anadolu Selçuklu Devleti'nin son dönemleriyle Osmanlı Devleti'nin kuruluş dönemi aras...