5 Aralık 2016 Pazartesi

Osmanlının Siyasi Ve İktisadi Yapısı - Şükrü Şimşek

OSMANLININ SİYASİ VE İKTİSADİ YAPISI

Genel olarak çeşitli tüketim mallarının üretilmesi ve bunların dağıtımının sağlanması amacıyla oluşturulan düzenlemelerin tümüne ekonomik faaliyetler denir. Doktorluk, marangozluk, taşımacılık gibi hizmetler de ekonomik faaliyetler içine girer. Bütün bu işler tarım, sanayi ve ticaret olmak üzere üç ana bölümde toplanabilir. Osmanlılarda ekonomik faaliyetlerin hepsi, halkın sıkıntıya düşmeden, bolluk içinde yaşamasını sağlamak amacıyla düzenlenmişti. Bu anlayış, XVIII. yüzyıl sonlarına kadar hemen hemen değişmeden devam etti.
Osmanlı’yı Avrupa devletleri gözünde kolaylaştıran durum özellikle “kapitülasyonlar”dır. Omsalı Sanayi Devrimi’nin yarattığı koşullarla dünya ekonomisinde önemli yer edinen ve bunu daha da ilerleten İngiltere ile 1838’de İngiliz Ticaret Anlaşması (Balta Limanı Anlaşması) imzalamıştır. Osmanlı, bu anlaşmadan Avrupa devletlerinin bir üyesi olmayı, siyasal bütünlüğünü İngiltere’ye kabul ettirmeyi, Fransa ve Rusya’nın yayılmacı politikalarına sınırlamalar getirilmesini1arzu etmekteydi. Ancak bu anlaşmaya karşı içeride yerel esnafların ve bazı yetkililerin direnişi başlamıştır. Fakat bu direnişler zamanla bastırılmış ve Osmanlı Avrupa Devletlerinin sermayesine kapılarını açmıştır. Anlaşmayla Osmanlı, Avrupa Devletlerine birçok taviz vermiştir. Özellikle eski kapitülasyonların aynen devamını ve artı ayrıcalıkları doğurmuştur. Miktar kısıtlamaları ve yerel tekeller kaldırılmıştır. Yabancılar ve en ayrıcalıklı yerli tüccarın ödediği vergi eşit kabul edilmiştir.

            Osmanlılarda zengin ve hareketli bir ticaret hayatı vardı. Ekonominin ticaret kesimini ikiye ayırmak mümkündür. Bunlardan biri, sanatkârların ürettiklerini dükkânlarında pazarlamasıdır. Diğeri ise yurt içi veya yurt dışında satma amacıyla mal getirmek veya üretmektir. Osmanlı tüccarları yurt dışında ticaret kolonileri de kurmuşlardır. Devlet de her zaman ticareti özendirmiş ve tüccarları korumuştur. Bu amaçla şehir ve büyük kasabalarda han, bedesten gibi ticaret merkezleri, yol kenarlarında ve yerleşim merkezlerinde hanlar ve kervansaraylar yaptırılmıştır. Ülke düzenli ve güvenli bir yol ağıyla örülmüştür.

Kamu ekonomisi, devlet maliyesi demektir. Osmanlı maliyesinin en önemli gelir kaynağı halkın ödediği vergilerdir. Vergiler iki ana grupta toplanabilir. Bunlardan biri şer'i, diğeri örfî vergilerdir. Şer’i  vergiler, islâm Hukuku'na göre toplanırdı. Öşür, haraç ve cizye olarak üç kısma ayrılırdı. Örfi vergiler ise padişahın emriyle konulurdu. Örfî vergiler de çeşitli vergilerden oluşurdu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Ahilik Kültürü - Aziz Aslan

AHİLİK KÜLTÜRÜ- Aziz Aslan           Ahilik, Anadolu Selçuklu Devleti'nin son dönemleriyle Osmanlı Devleti'nin kuruluş dönemi aras...