5 Aralık 2016 Pazartesi

Osmanlı Devletinde Mahalle Kavramı - Şükrü Şimşek

OSMANLI DEVLETİNDE MAHALLE KAVRAMI
Mahalle, genel manada, şehirleri meydana getiren, insanlarının birbirinden haberdar olduğu, toplum huzuru ve güvenliği için birbirini koruyup kollayan ve denetleyen, belli bir kültür oluşumu içinde ya da birbirlerinden habersiz olarak toplanıp daha sonra birbirini tanıyan insan topluluklarının bir araya gelerek yaşadıkları yerdir.
Devlet teşkilatının sosyal ve fiziki anlamdaki en küçük birimini oluşturan mahalle, Osmanlı dönemindeki tanımıyla; aynı mescitte ibadet eden cemaatin aileleri ile birlikte ikamet ettikleri şehir kesimidir. Osmanlı Devleti'nde mahalle, mali ve idari açıdan sultan tarafından atanmış imama bağlı ve şehrin en küçük yönetim birimi olup, örfi ve mülki kuralların kuşattığı, sultanın buyruğu altında şer’i hükümlerle idare edilen sosyal bir varlıktır.

Mahalle, yerleşim teşkilatındaki en küçük ve en aktif yerel birimdir. En küçük idari birim olarak şehirlerin oluşumunda en temel unsurdur diyebiliriz. Osmanlı şehirleri, oluşum şekli düşünüldüğünde İslâm şehirlerinin genel özelliklerini taşımaktadır.Ev ve binaların tasarımı, iklim koşulları ve Türklerin geleneksel yerleşme biçimleri bazı farklılıklar gösterse de İslam şehirlerini bilen kişiler tarafından iki unsurun birbirine benzediği hemen anlaşılabilir. Genelde bir kale ya da mescit etrafında oluşan mahalli yerleşme, evleri, yolları, kahvehaneleri, han ve hamamlarıyla, çıkmaz sokaklarıyla kendine münhasır İslam’ın ve Türklüğün koktuğu bir hava sergilemektedir. Bu yerleşme anlayışı Osmanlı toplumunun, yüzyıllar boyu İslâm ruhunu özümsemesiyle ortaya çıkmıştır. Osmanlı şehirlerinin en önemli özelliği, fiziki ve toplumsal bakımdan klâsik İslâm şehirlerinde olduğu gibi mahallelerden oluşmasıdır.Bu fark edilir derecedeki bölünme Osmanlı toplumundaki etnik ve dinî ayrılıklardan kaynaklanmaktadır. Çeşitli dini ve etnik gruplar aynı mahallede yaşasalar da bu, aslında genel yerleşme tarzını yansıtan bir durum da değildir. Bu daha çok mahallenin, Osmanlı şehir toplumunda ortak yaşam alanı olarak benimsenmesinin bir ürünüdür.Her ne kadar sokaklarda yerleşim gerçekleştirmişlerse de mahalle ortak bir yaşam alanı olarak hep benimsenmiş ve siz yabancısınız farklı dindensiniz diye hiçbir kişi dışlanmamıştır.İşte bu durum mahallelinin kaynaşmasını daha da kolaylaştırmıştı. Mahkeme kayıtlarında, İslâm şehirlerinde görülen bu uygulamanın aksine, Osmanlı şehirlerinde farklı etnik ya da dinî grupların, aynı mahalleyi yaşam alanı olarak tercih ettiklerine dair çok sayıda örnek mevcuttur Tarihçilerin gözlemleri ile günümüze “Mahalle” sözcüğünün Osmanlı şehri için üç temel tanımı oluşmuştur. Bunlar: Osmanlıda mahalle, şehir ve kasabalarda benzer özellikler taşıyan kişilerin birlikte yaşamlarını sürdürdükleri bir mekândır.Osmanlıda mahalle, birbirlerini tanıyan, adeta bin kişilik bir aile gibi, birbirinin hakkını koruyan ve bütün sorunlarını kendi içlerinde halleden, bir ölçüde birbirinin davranışlarından sorumlu, sosyal dayanışma içinde olan kişilerden oluşan ve aynı mescitte ibadet eden bir cemaattir.Osmanlıda mahalle, tahrir defterlerinde adları tek tek kaydedilmiş vergi mükelleflerinin oluşturduğu bir topluluktur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Ahilik Kültürü - Aziz Aslan

AHİLİK KÜLTÜRÜ- Aziz Aslan           Ahilik, Anadolu Selçuklu Devleti'nin son dönemleriyle Osmanlı Devleti'nin kuruluş dönemi aras...